Duygusal yeme bozukluğu
Duygusal yeme bozukluğu; kaygı, stres, mutluluk, üzüntü, heyecan gibi duyguların çok yoğun bir şekilde var olduğu ya da eksikliğinin hissedildiği durumlarda bir kaçış ya da pekiştirici olarak karşımıza çıkan fiziksel açlıktan bağımsız bir yemek yeme ihtiyacıdır.
Sıklıkla “aslında tokum, canım sürekli yemek yemek istiyor, kendimi bir şeyler yerken buluyorum ve yediğimi fark etmiyorum” gibi cümleler kurarken buluyorsanız, duygusal yeme davranışı gerçekleştiriyorsunuz.
Duygusal yeme davranışının altında bir çok sebep yatabilir. Bireysel farklılıklara göre bu sebepler değişiklik gösterir. Fakat temel hatlarıyla, baş edilemeyen stres, yoğun duygu ve düşünceler, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik dönemi travmaları, beslenme alışkanlıkları görülür.
Duygusal yeme bozukluğu, duygusal açlıklıkla ortaya çıkar. Duygusal açlık, fiziksel açlıktan bağımsız olarak, öğün dışı saatlerde sıklıkla yüksek kalorili, kolay erişilebilir gıdalarla mideyi doldurma isteğidir.
Duygusal yeme bozukluğu sorunu yaşayan bireylerde, tokluk hissi pek oluşmaz, ani açlık belirtilerine karşı tolerans düşüktü. Tüketilen gıdalar sonucunda pişmanlık, yetersizlik, suçluluk gibi duygular belirir. Beliren o duygularla baş etmek için tekrar yeme davranışı ortaya çıkar ve bu döngü içinde bir alışkanlık haline gelir duygusal yeme davranışı.
Duygusal yeme bozukluluğunun tedavisinin ilk anahtarı farkındalık temelli yeme davranışının kazandırılmasıdır. Elimiz yemeye gitmeden önce “aklımdan şu ne geçiyor?, ne hissediyorum, fiziksel olarak mı aç hissediyorum, baş edemediğim bir durum mu var? gibi soracağımız sorular ve vereceğimiz cevaplarla yeme davranışımızın nedenlerini anlamaya başlarız. Sorulan sorular tek başına duygusal yeme bozukluğunu gidermede etkili değildir.
Duygusal yeme bozukluğunu hayatımızdan çıkarmak için, önce bu durumu aşabileceğimize inanmalı, sonrasında yanımıza bize eşlik etmesi, yol göstermesi ve destek olması için Beslenme Uzmanı ve Psikoterapist almalıyız.